Marmara Denizi’nde Yeni Deprem Senaryoları!

Marmara Denizi’ndeki potansiyel büyük depremin olasılığı gündemde! Deprem uzmanı Prof. Dr. Osman Bektaş, Alman ve Japon bilim insanlarının yaptığı araştırmaların, Tekirdağ-Kumburgaz Havzası‘nda Marmara Denizi’ndeki fayın “kilitli” olmadığını kanıtladığını belirtti. Bu durum, deprem senaryolarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Parsons Teorisi Değerlendiriliyor

ABD’li jeofizikçi Tom Parsons, 2004 yılında yaptığı açıklamada Marmara Denizi’ndeki fayın 0-12,5 km derinliğinde bir “kilitlenme” yaşadığını ve 2034 yılına kadar %35-70 arasında bir deprem olasılığı olduğunu iddia etmişti. Ancak, Prof. Dr. Osman Bektaş‘a göre, Alman-Japon araştırma ekibinin bulguları, Parsons’un teorisinin gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Yapılan çalışmalar, Marmara Denizi’ndeki fayın farklı bir şekilde hareket ettiğini gösteriyor.

“Sürüklenme (Creep)” Olayı

Prof. Dr. Bektaş, Tekirdağ-Kumburgaz Havzası’nda tespit edilen “sürüklenme (creep)” hareketinin fay hattının yavaşça ve sürekli bir şekilde kaydığını ve böylece depreme neden olabilecek enerjinin zamanla boşaldığını açıkladı. Bu durum, fay hattında birikmiş büyük enerjinin azalmasıyla birlikte büyük bir deprem riskini azaltabilir.

Büyük Deprem Olasılığı Azalıyor mu?

Prof. Dr. Bektaş’ın açıklamaları, Marmara Denizi’nde büyük bir depremin kesinlikle gerçekleşmeyeceği anlamına gelmiyor. Ancak, sürüklenme hareketinin deprem enerjisini kademeli olarak yok etmesi, önceki deprem senaryolarının gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Bu durum, 2034 yılına kadar büyük bir deprem olasılığının azalabileceği ihtimalini akıllara getiriyor.

Uzman Görüşleri

Uzmanlar arasında farklı düşünceler bulunuyor. Bazı uzmanlar, sürüklenme hareketinin Marmara Denizi’ndeki büyük deprem olasılığını azalttığını savunurken, diğerleri sürüklenmenin sadece fayın belirli bölgelerini etkilediğini ve büyük bir depremin olasılığını tamamen ortadan kaldırmayacağını belirtiyor. Deprem riski konusunda net bir sonuca varmak için daha fazla araştırma yapılması gerektiği vurgulanıyor.