SOSYAL Güvenlik Müfettişleri Derneği Başkanı Ayşe Özer Ulu, “Sağlık alanındaki kanunlar çok eski tarihlerde düzenlenmiş ve günün koşullarına uyarlanmaktan uzak kalmış metinlerdir. Sağlık hukukunun olmaması nedeniyle yaptırımlar hala, ‘Borçlar Kanunu’ hükümlerine göre yapılıyor” dedi.
TBMM Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu, Sosyal Güvenlik Müfettişleri Derneği, Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği ve Türk Yoğun Bakım Derneği yetkililerini dinlemek üzere Komisyon Başkanvekili AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş başkanlığında toplandı. Toplantıya; Sosyal Güvenlik Müfettişleri Derneği Başkanı Ayşe Özer Ulu, Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği Genel Sekreteri Dr. Hemşire Semine Aydoğan ve Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuğhan Utku katıldı.
‘MÜFETTİŞLİK TERCİH EDİLEN BİR MESLEK OLMAKTAN ÇIKTI’
Başkanvekili İsmail Güneş’in komisyon toplantısını açmasının ardından Sosyal Güvenlik Müfettişleri Derneği Başkanı Ayşe Özer Ulu, sunum yaptı. Ulu, müfettişlerin çalışma şartlarının iyi olmadığını, yan hak ve yeterli derecede kadro ayrılmadığını belirtti. Ulu, “Müfettişler, denetim yaptığı hastanelerde çalışan personellerden düşük ücret alıyor. Ayrıca bizler senenin 6 ayını ailesinden uzakta geçiren ve yazdıkları raporlarla milyarlarca liralık kamu zararı tespit eden bir meslek grubuyuz. Bu özveri ve sorumluluk gerektiren iş için aldığımız düşük ücretler açıkçası çalışma motivasyonunu kaybetmemize de neden oluyor. Mevcut özlük hakları ve çalışma koşulları nedeniyle müfettişlik, artık tercih edilen bir meslek olmaktan çıktı. Yine harcırah ve konaklama sorunumuzdan da bahsetmek isterim. 2025 yılı ocak ayı itibariyle şehir dışında bir görev aldığı zaman denetim elemanlarına günlük 884 lira, konaklama için ise 1547 lira ödeniyor. Takdir edersiniz ki 1547 lirayla Anadolu’da kalabileceğimiz bir otel bulmamız imkansız” ifadelerini kullandı.
‘YOLSUZLUĞUN NEDENLERİNDEN BİRİ ÖZEL KURULUŞLARININ PAYININ ARTMASI’
Ardından özel hastanelerin sektör içerisindeki durumlarından bahseden Ulu, “Son yıllarda sağlık sektöründe yaygın hale gelen yolsuzlukların nedenlerinden biri de sağlık hizmetleri içerisindeki özel sağlık sektörünün payının artmasıdır. Performansa dayalı ek ödeme sistemi hem kamuda hem özelde niceliğin niteliğin önüne geçmesine ve gereksiz tahlil ve tetkiklerle, gereksiz işlemlerin geri ödeme kurumuna fatura edilmesine yol açmaktadır. Yolsuzluk türlerinin sürekli değişmekte olması, bu alandaki kamu otoritelerini bu dinamik sürece uyum sağlamak için sürekli değişime zorlamaktadır. Sağlık hukukunun tesis edilmemiş olması, bu alandaki mevzuatın bulanıklığı da yolsuzlukların artmasına neden olmaktadır. Sağlık hizmetlerinde yolsuzluk yapılması, geri ödeme kurumu tarafından daha sıkı geri ödeme kararları alınmasına ve dolayısıyla hasta mağduriyetine yol açabilir. Bu anlamda da önleyici denetim elzemdir” dedi.
Ayrıca, sağlık alanındaki kanunların çok eski tarihlerde düzenlendiğini söyleyen Ulu, “Kanunlar günün koşullarına uyarlanmaktan uzak kalmış metinlerdir. Sağlık hukukunun olmaması nedeniyle yaptırımlar hala, ‘Borçlar Kanunu’ hükümlerine göre yapılıyor. Kurumumuzun sağlık alanındaki mevzuatında ise Sağlık Uygulama Tebliği’ndeki kriterlerin yeterince açık olmaması, özel hastaneler ile SGK arasında imzalanan sözleşmede yer alan yaptırımların sağlık kuruluşunun tespit edilen eylemine uygun ağırlıkta ve caydırıcı olmaması, sözleşme feshinin neredeyse imkansız kılınmış olması, mevzuatın sağlık denetimi açısından bir erken uyarı sistemi kurulmasına imkan vermeyen bir yapıda olması mevcut sorunlardır” diye konuştu.
Ulu’nun sunumunun ardından komisyon toplantısı Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği Genel Sekreteri Dr. Hemşire Semine Aydoğan’ın sunumuyla devam etti.
